Kırşehir Valiliği 2021 yılının Yunus Emre yılı ilan edilmesinin ardından resmi internet sayfası aracılığıyla Yunus İçin Söyle isimli başarılı bir video çalışmasını paylaştı.
Keremcan Yıldız, Sanatçı İdris Altuner, Sağlık Çalışanı Mehmet İlker Yağmur, Öğretmenler Akın Kuzu, Nurcan Güzelküçük, Eren Gün, Yeliz Taş, Sevim Coşar, KYK Yurt Müdürü Nurullah Soyla, Din Görevlisi Rıza Sarıyıldız, kırşehir üçyüzaltmış beş Ustalar Topluluğu Sanatçılarından Vedat Öz, Emniyet Personeli Barış Çalışkan ve Öğrenci Mert Ala’nın seslendirdiği ve müzikal çalışma yaptığı bu video büyük beğeni topladı.
Bilindiği gibi 2021 yılı, Türk dili ve kültürünün en önemli şahsiyetlerinden Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümü olması münasebetiyle UNESCO tarafından anma ve kutlama yıl dönümleri arasına alındı. Anadolu’da Türk Edebiyat Dilinin oluşmasına öncülük eden Yunus Emre’nin vefatının 700. Yıldönümü olması sebebiyle Cumhurbaşkanlığınca 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” kırşehir üçyüzaltmış beş olarak ilan edildiğini, UNESCO tarafından da Anma ve Kutlama Yıldönümleri arasına alındığını belirten Vali İbrahim Akın, “Söylediği şiirlerle halkımızı huzur ve barış içinde yaşamaya sevk eden, gönüllere sevgi ve umut tohumları eken mana önderlerinden Ahi Evran, Hacıbektaş Veli ve Yunus Emre’nin dünya genelinde anılıyor olması Onlara ev sahipliği yapan bölge insanımız için onur vesilesidir” dedi.
Türk Tasavvuf Edebiyatı alanında kendine has üslupla söylediği eserleriyle milletimizin gönlünde büyük bir yer edinen Yunus Emre’nin bütün insanlığı ilahi aşka, kardeşliğe, sevgi ve hoşgörüye davet eden bir gönül insanı olduğunu ifade eden Vali İbrahim Akın, “Yunus Emre, hayatı boyunca dil, din ve ırk ayrımı yapmadan herkese aynı gözle bakmıştır. O’na göre bu hayatın özü sevgidir. Sevgisiz gönüllerin taştan farksız olduğunu dile getiren Yunus Emre, insanları ayrılıklara sevk eden kin, nefret, düşmanlık gibi bütün olumsuz duyguları yok edecek olan yegâne şeyin sevgi olduğunu belirtmiştir” şeklinde konuştu.
Kırşehir Valiliği resmi internet sayfasından da yayınlanan bu videoda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
YUNUS EMRE KİMDİR?
Yunus Emre, tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisidir. Hayatı hakkında çok az şey bilinen Yunus Emre’nin, on üçüncü yüzyılın ikinci çeyreği ile on dördüncü yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı düşünülmektedir. Bazı araştırmacılar Sarıköy’de yaşadığını, bazılarıysa Karamanlı olduğunu düşünür. Hacı Bektaş Veli’nin bir eserine dayanarak Sarıköy’de yaşadığı ihtimali daha güçlü görünmektedir. Ölümü 1320 olarak kabul edilen Yunus Emre’nin seksen iki yaşında öldüğü söylenir. Buna göre doğum tarihi de 1238 yılına denk gelmektedir. Yunus Emre’nin eserleri yaşamı hakkında bazı bilgiler içermektedir. Bütün bir Anadolu’yu dolaştığı, Mevlana’yı gördüğü eserlerinde geçen cümlelerden anlaşılmaktadır.
Yunus Emre’nin yaşamı halk arasında şöyle anlatılmaktadır: Yunus Emre küçükken okula gitmiş ama alfabeyi bir türlü öğrenememiştir. Bunun üzerine okulu bırakıp köyünde çiftçilik yapmaya başlamıştır. İlerleyen yıllarda kıtlık olur. Yunus da kıtlıktan etkilenir. Kırşehir’e yakın Sulucakarahöyük’te Hacı Bektaş Veli adlı biri olduğunu ve kapısına gelen ihtiyaç sahiplerini eli boş göndermediğini duyar. Bunun üzerine Hacı Bektaş Veli’nin yanına gitmeye karar verir. Yolda giderken eli boş gitmemek için alıç toplar. Hacı Bektaş Veli’nin dergâhına varır. Hacı Bektaş Veli, Yunus’un samimi ve saygılı davranışlarından çok memnun kalır. Yunus’un buğday için geldiğini öğrenince “Sorun bakalım buğday mı ister, himmet mi” der. Bu sözleri duyan Yunus “Ben himmeti ne yapayım, karın doyurmaz ki, bana buğday gerek” der. Buğdayını alan Yunus yola çıkar. Yolda giderken buğdayı aldığına pişman olan Yunus, geri döner. Hacı Bektaş Veli’nin huzuruna çıkar ve buğdayı istemediğini himmet istediğini söyler. Hacı Bektaş Veli ” O söylediğin artık geçti biz o anahtarı TaptukEmre’ye verdik” der. Yunus, bunun üzerine TaptukEmre’i bulmak için yola çıkar. Taptuk Emre’yi bulur ve ona durumu anlatır. Taptuk Emre’nin dervişi olur ve dergâha odun taşımakla görevlendirilir. Kırk yıl odun taşıdığı dergâha bir tek eğri odun getirmez. Sebebini soranlaraysa “?Bu kapıdan içeriye odunun eğrisi bile giremez”der. Taptuk Emre kızını Yunus ile evlendirir ama Yunus şeyhinin kızına kendisini layık görmediği için kıza elini sürmez. Onun tek amacı erenler mertebesine ulaşmaktır. Yunus bir türlü erenler mertebesine ulaşamadığını düşünüp, üzülür ve Taptuk Emre’nin yanından ayrılır.
Taptuk Emre’den ayrı geçirdiği zaman içinde başından geçen bazı olaylar sonucunda Yunus istediği mertebeye ulaştığını anlar. Tekrar Taptuk Emre’nin yanına döner ama Taptuk Emre’ye mahcup olduğu için önce karısı ile görüşür. Şeyhinin kendini affetmesini ister. Kadın “Bilirsin gözleri görmez, sen kapının eşiğine yat. O sabah namazına kalktığında ayağı sana dokunur. Bu kim diye bana sorar. Ben de Yunus, derim. Eğer hangi Yunus derse ses çıkarmadan çek git. Yok, eğer bizim Yunus mu derse, kalk şeyhinin eline sarıl” der. Kadının dediğini yapan Yunus şeyhinin “Bizim Yunus mu?” sorusu üzerine kalkar şeyhini ellerine sarılır. Bu olaydan sonra da Yunus’un hayatını kaybettiği söylenir.